ÂYET-İ KERÎME
Ey Peygamber! Dinlerine uymadıkça Yahudiler de Hrıstiyanlar da senden asla hoşnut olmayacaklardır.
Bakara, 120.
HADÎS-İ ŞERİF
Dünya tatlı ve caziptir. Allah sizi dünyada egemen kılacak ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyadan ve kadınlardan sakının.
Müslim, Rikak, 99.
SÖZÜN ÖZÜ
Bir düşünce için ölümü göze almak, kendini feda ediş değil; hayatı anlamlandırmaktır.
İsmet Özel
Kategori : / DİL KALESİ
Okunma Sayısı: 728
Yazar: Cenap Şirin
"BULAŞ" MI, "BULAŞMA"MI?

Canlı ya da cansız bir yüzey mikrop barındırıyorsa, tıp dilinde bu duruma “kontamine” veya “infekte” denir. Mikrobun başka bir nesneye geçmesi için o mikroplu alana temas edilmesi yeterlidir.

Mikropla kirlenmiş yüzeye dokunan “kontamine” olur.

Aynen su gibi, ıslak bir nesneye dokunduğunuzda parmağınızın mutlaka ıslanması gibi, mikroplu bir alana dokunduğunuzda da mutlaka mikrop dokunana geçer.

Suya dokunduğunuzda ıslanmanız nasıl kaçınılmazsa, mikroplu bir nesneye dokunduğunuzda mikrop kapmamanız da imkansızdır.

Dokunup mikroba bulaşana tıp dilinde “kontamine oldu”, “infekte oldu” diyoruz.

“Kontamine olma”ya güya, öz Türkçe karşılık olarak “bulaş” kelimesi uydurulmuş.

Kendimi zorluyorum “bulaş” kelimesinde bir rahatsızlık var, sadece kulağımı değil, beynimi tırmalıyor.

“Kavuşma” yerine “kavuş”...

“Didişme” yerine “didiş”...

“Kaşınma” yerine “kaşın” diyor muyuz?

“Ali’de kaşınma var” yerine, “Ali’de kaşın var” olur mu?

“Ahmet ile Hasan arasında didişme oldu” yerine, “Ahmet ile Hasan arasında didiş oldu” olur mu?

“Bulaş” da tıpkı “kal geldi” gibi çok sallama, çok özensiz bir uydurukça.

Güya dilimizdeki Arapça, Farsça kelimeleri kovmak amacıyla çıkılan yolda hızını alamayıp artık “bulaşma” gibi öz be öz Türkçe kelimeler bile kovuluyor.

Nerelere geldik?

“Virüsü yenmek” ne demek?

80’li yıllarda ihtisas yaparken hastaneden taburcu ettiğimiz hastaların dosyalarına bir kapanış notu düşerdik.

Şifa ile taburcu; sağlığına tamamen kavuşarak evine gönderildi.

Salah ile taburcu; sağlığı kısmen düzelerek evine gönderildi.

Haliyle taburcu; sağlığında hiç düzelme olmadan çıkarıldı.

Şifa bilindiği gibi Allah’ın “Şafi” isminin tecellisidir. Şifayı Allah verir. Hekim ve ilaçlar sebeptir. Son noktayı Allah koyar.

Aynı tedaviyi uyguladığınız aynı şartlardaki iki hastadan biri iyileşirken diğeri iyi olmayabilir. Sağlıkta her şey sizin planladığınız gibi gitmez. Komplikasyon denilen bir kavram vardır.

Şifa bulmak, mütevazi bir yaklaşımdır. İçinde iman ve teslimiyet barındırır.

Şimdi medyada bir ifade dolaşıyor:

“Virüsü yendi”.

Virüsü yenmek, “meydan okuyan” uçuk, ayakları yere basmayan bir yaklaşım.

“Virüsü yendi” irrealist bir “dünyevileşme” ifadesi.

Alabildiğine dünyevileşmeyle düçar olduğumuz şu günlerde bile, hız kesmeden, durup düşünmeden, dünyevileşmeye devam mı?

Şifa bulan, hangi iradesi, kabiliyeti, yeteneği, kişisel katkısı, emeği ile bu zafere erişti de, “virüsü yendi” diyorsunuz?

Virüsü yenemeyen, neyi eksik yapıyor, nerede zayıflık, noksanlık, acizlik gösteriyor da virüsü yenemiyor?

Kusura bakmayın ama, o sizin zaferiniz değil!

Yazının kaynağına ulaşmak için tıklayınız.

Yazar: Cenap Şirin
12-04-20
E mail: milatgazetesi.com
 
 
Yorumlar: 0
Bu yazı için henüz yorum yapılmamıştır.
"BULAŞ" MI, "BULAŞMA"MI?
Online Kişi: 23
Bu Gün: 333 || Bu Ay: 1.281 || Toplam Ziyaretçi: 2.227.539 || Toplam Tıklanma: 52.228.568